Sürdürülebilirlik, gelecek nesillere ekolojik, sosyal ve ekonomik anlamda yaşanabilir bir dünya bırakmak anlamına gelir. İklim krizinin yaşandığı günümüzde tüm işletmelerin sürdürülebilir politikalar uygulaması zorunlu hale gelmiştir. Yaşanan doğal afetler, iklim değişiklikleri, kaynak kısıtlılıkları ve sosyal bunalımlar sürdürülebilirlik için hızlı bir aksiyon planı oluşturulması gerektiğini gözler önüne serer.
Geleceğin markaları arasında yer almak isteyen kurumlar sosyal, ekonomik ve çevre yönünden ele alınması gereken sürdürülebilirlik politikasını hayata geçirmek zorundadır. Bilinçlenen ve talepkar yönü güçlenen müşteri profili markalardan sorumluluk sahibi adımlar atmasını bekler. Rekabet avantajını kaybetmek istemeyen küçük ve büyük işletmeler kaynakların verimli kullanılması, doğanın korunması, ekonominin iyileştirilmesi için üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmelidir.
Sürdürülebilir politikalar kalkınma anlamında fayda sağlar. Ülkelerin ve toplumların kalkınması için sürdürülebilirlik anlayışını benimsemesi gerekir. Çevre dostu şirketler, doğal kaynakları verimli kullanarak dünyanın korunması ve çevrenin temiz kalması için etkili bir yönetim anlayışı benimser.
Üretim teknolojilerinin gelişmesi sayesinde geri dönüştürülmüş maddelerden elde edilen malzemeler kullanılır. Yeni müşteri profili, büyük ve küçük markaların çevreye karşı duyarlı bir yaklaşım benimsemesini ister. Üretim teknolojilerinden sosyal projelere kadar attıkları her adımda işletmelerin doğa dostu bir yaklaşım geliştirmesi artık kaçınılmaz olmuştur.
Sürdürülebilir kavramı bir denge kurma sistemidir. En yüksek kazancı sağlamak yerine zararı en aza indirmek ve çevreyi korumak esas alınan noktadır. Sürdürülebilirlik denilince ilk akla gelen çevre kirliliğini azaltmak olsa da farklı unsurlar önem taşır.
Doğanın kendini yenilemesi için fırsat vermek elbette önemlidir ancak sürdürülebilirlik üç temel noktadan oluşur. Doğal çevre, ekonomi ve toplum bakımından ele alınan sürdürülebilirlik kavramı tüm işletmelerin birlikte hareket etmesini zorunlu kılar.
Günümüzde işletmeler, sadece kâr elde etmek için faaliyet göstermekten daha fazlasını hedeflemektedir. Kurumsal sürdürülebilirlik, işletmelerin uzun vadeli başarılarını sağlamak için ekonomik, çevresel ve sosyal etkileri dengede tutma stratejisidir. Bu makalede, kurumsal sürdürülebilirlik kavramını anlamak, neden önemli olduğunu bilmek ve başarılı bir şekilde uygulamanın ipuçlarına değineceğiz.
Doğal kaynaklar tükenmekte, çevre kirliliği artmakta ve toplumda eşitsizlikler gözlenmektedir. İşletmelerin bu sorunlar karşısında sorumluluk alması ve sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemesi gerekmektedir. Sürdürülebilirlik, doğal kaynakları etkin bir şekilde kullanarak çevresel etkileri minimize etmeyi, toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedefler. Bu nedenle, işletmelerin sürdürülebilirlik kavramını önemsemesi ve uygulaması kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Kurumsal sürdürülebilirlik, işletmelerin faaliyetlerini sürdürülebilir bir şekilde yürütmeleri anlamına gelir. İşletmeler, çevresel, sosyal ve ekonomik açılardan sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyerek gelecek nesillerin gereksinimlerini karşılamayı amaçlarlar. Bu kapsamda, işletmelerin ekolojik etkilerini minimize etmeleri, çalışanların refahını sağlamaları, toplumun ihtiyaçlarına katkıda bulunmaları ve etik kurallara uygun hareket etmeleri önemlidir.
Kurumsal sürdürülebilirlik, işletmeler için birçok avantaj sunar. İşletmeler, sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyerek rekabet avantajı elde edebilirler. Tüketici tercihleri değişmekte ve sürdürülebilirlik bilincinin artmasıyla birlikte, çevreye duyarlı ve toplumsal sorumluluk sahibi işletmelere olan talep artmaktadır.
İşletmeler, enerji verimliliği önlemleri alarak enerji tüketimini azaltabilirler. Bunun için enerji tasarruflu aydınlatma sistemleri kullanabilir, enerji yönetim sistemleri kurabilir ve enerji kaynaklarını etkin bir şekilde kullanabilirler.
İşletmeler, atıkların azaltılması, geri dönüşümü ve bertarafı konusunda etkin bir atık yönetim sistemi oluşturabilirler. Atık miktarını minimize etmek için geri dönüşüm ve yeniden kullanım politikaları uygulayabilirler.
İşletmeler, çevresel etkileri azaltmak için çeşitli önlemler alabilirler. Bunlar arasında su tasarrufu, karbon salınımının azaltılması, doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılması ve çevre dostu üretim yöntemlerinin benimsenmesi yer alır.
İşletmeler, toplumun ihtiyaçlarına katkıda bulunacak sosyal sorumluluk projelerini destekleyebilirler. Eğitim, sağlık, dezavantajlı gruplara destek gibi alanlarda faaliyet göstererek toplumsal etki yaratabilirler.
İşletmeler, çalışanlarının refahını ve gelişimini önemseyen insan kaynakları politikaları uygulayabilirler. Adil çalışma koşulları, eğitim imkanları, iş yaşamı ile kişisel yaşam dengesinin sağlanması gibi konulara odaklanarak çalışan memnuniyetini artırabilirler.
İşletmeler, tedarik zinciri yönetimi süreçlerinde sürdürülebilirlik ilkesini benimseyebilirler. Tedarikçi seçiminde çevresel ve sosyal faktörleri göz önünde bulundurabilir, etik standartlara uygun tedarikçilerle çalışabilir ve tedarik zincirindeki sürdürülebilirlik risklerini yönetebilirler.
Bütünsel yaklaşım ve zamansal süreçleri ifade eden sürdürülebilirlik kavramı küçük adımların büyük etkiler yaratmasını sağlar. 3 temel unsur üzerinden şekillenen bu kavramı hayata geçirmek için tüm kurum ve kuruluşların birlikte çalışması önemlidir.
Ekonomik çerçeveden sürdürülebilirlik ilkeleri şu şekilde sıralanabilir;
Kurumsal sürdürülebilirlik, işletmeler için uzun vadeli başarı sağlamak adına önemli bir stratejidir. İşletmelerin kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabilmeleri için aşağıdaki ipuçlarına dikkat etmeleri önemlidir:
İşletmeler, sürdürülebilirlik hedeflerini belirlerken stratejik planlama yapmalı ve hedefleri doğru bir şekilde belirlemelidir. Bu hedefler, işletmenin değerleri ve vizyonuyla uyumlu olmalı ve ölçülebilir hale getirilmelidir.
İşletmeler, sürdürülebilirlik performansını ölçmek için veri analizi ve raporlama süreçlerini benimsemelidir. Bu sayede işletme, sürdürülebilirlik alanında yapılması gereken iyileştirmeleri belirleyebilir ve ilerlemeyi takip edebilir.
Kurumsal sürdürülebilirlik, işletmelerin paydaşlarıyla etkili iletişim kurmalarını gerektirir. İşletmeler, paydaşlarının beklentilerini anlamalı, onlarla sürekli iletişim halinde olmalı ve işbirliği içinde çalışmalıdır.
İşletmeler, sürdürülebilirlik alanında yenilikçi çözümler geliştirmeli ve teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmalıdır. Yenilikçi ürünler, süreçler veya hizmetler, işletmelerin sürdürülebilirlik alanında öncü olmalarını sağlar.
Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0 kavramları sürdürülebilir üretim anlayışını öne çıkarmıştır. Küçük, orta ve büyük ölçekli işletmeler kaynakları dahilinde sürdürülebilirlik anlayışını benimsemelidir. 2024 yılı markaların üretim, pazarlama, tüketim gibi farklı alanlarda geri dönüştürülmüş kaynakları kullandığı ve toplumun refahını kazanç sağlamaktan daha üstün tuttuğu bir yıl olacaktır.
Şirketinizin rekabet avantajını koruması, kitlesiyle bağ kurmaya devam edebilmesi için Endüstri 4.0 uygulamalarından destek alması gerekir. Akıllı ofisler, doğal kaynakların verimli kullanılması ve çevrenin korunması için önemlidir. Kağıtsız ofisler, ormanların korunması için etkili bir stratejidir. Hava kirliliği, çevre felaketleri, iklim değişikliği ormanların azalmasından ve biyoçeşitliliğin hasar görmesinden dolayı oluşmaktadır.
Dünyadaki tüm kuruluşlar sürdürülebilirlik kavramını hayata geçirmek için kağıt tüketimini azaltmayı öncelik haline getirir. Bu amaç doğrultusunda dokümantasyon yönetiminin yeniden ele alınması önemlidir.
Dijital arşiv, fiziki kağıt kullanımı yerine önemli belgelerin, gerekli dokümanların dijital ortamlara aktarılması ve bu şekilde saklanması anlamına gelir. Saklama alanı, iş yükü, insan gücü açısından maliyet tasarrufu sağlayan dijital arşiv uygulamaları şirketlerin doğaya karşı daha duyarlı davranmasına yardımcı olur.
Yeşil İK, yani yeliş insanlar kaynakları, işletmelerin finansal anlamda kazançlı olmasını sağlarken aynı zamanda çevreye karşı duyarlı bir yaklaşım geliştirmesine yardımcı çalışan seçimi, yerleştirilmesi ve eğitimi olarak açıklanabilir. Son 30 yıl içinde değişim gösteren çevresel koşullar ve yönetim anlayışları sürdürülebilirlik kavramını öne çıkarmıştır. İşletmelerin rekabet avantajı elde etmek için artık işveren markası haline gelmesi gerekir. Çevreye karşı duyarlı olan kişilerin şirket bünyesine alınması, yeşil yönetim prensiplerinin uygulanmasında bu çalışanların görevlendirilmesi, sürdürülebilir uygulamaları desteklemek için işlevsel etkinlikler planlanması yeşil İK stratejilerini yansıtır.
Yeşil İK anlayışında tüm paydaşların beklentilerini karşılayacak uygulamalar ele alınır. Çalışanlar, müşteriler, toplum, yöneticiler, hissedarlar doğal çevrenin korunmasında etkili rol oynar. Yeşil İK anlayışında tüm bu paydaşların etkin bir rol oynaması için gereken aktiviteler düzenlenir.
Kurumunuzun sürdürülebilirlik kavramını hayata geçirmesi için öncelikle yeşil İK politikasını benimsemesi gerekir. İnsan kaynakları süreçlerinde yeşil anlayışın benimsenmesi için bazı önemli detaylara dikkat edilmelidir.
Yeşil işe alım, insan kaynakları süreçlerinin ilk adımıdır. İşletme çevre politikalarına uygun olan kişilerin şirket bünyesine alınması önem taşır. İşe alım süreçlerinde doğaya karşı duyarlı bir yaklaşım benimsemek gerekir. CV toplama programlarının kullanılması, görüşmelerin online yapılması, çevreci özelliği öne çıkan bireylerin pozisyonlara seçilmesi yeşil İK işe alım süreçlerinde etkili olan kriterlerdir.
Yeşil İK işe alım süreçlerinde başarıyı etkileyen bazı faktörler bulunur;
Adayın çevreye karşı ilgisi ve bilinci ile ilgili değerlendirme testleri kullanmak işe alım süreçlerinde başarıyı doğrudan etkiler.
Yeşil İK politikasında eğitim ve geliştirme faaliyetleri de önem taşır. İşletme faaliyetlerinin çevreye etkisi hakkında çalışanları bilgilendirmek, çevre sorumluluğu için gereken eğitimleri düzenlemek, çalışanların çevresel becerilerini güçlendirmek yeşil İK anlayışının sorumlulukları arasında bulunur.
Oryantasyon süreçlerine çevresel konuları dahil ederek tüm çalışanları sürdürülebilirlik anlayışını benimsemesini sağlamaktır.
İnsan kaynakları uygulamalarında öne çıkan ödül sistemi yeşil politikalarla yeniden ele alınabilir. Çalışanların motivasyonunu yükseltmek ve performansını güçlendirmek için kullanılan ödül sistemi, sürdürülebilirlik anlayışı ile çevresel duyarlılığa dönüştürülür. İşveren markası olarak rekabet avantajı kazanmak isteyen markalar çalışanlarını memnun eden bir ödül sistemi geliştirmelidir.
Sürdürülebilirlik odağında düzenlenen ödül sisteminde ele alınması gereken konuları şu şekilde açıklayabiliriz;
Çevre bilincini yükseltmek için takımlar oluşturmak ve bu takımları rekabet anlayışına yönlendirmek için oyunlaştırma tekniklerini kullanmak gibi unsurlar ele alınabilir.
Sürdürülebilir politikaları uygulamak isteyen kurumlar öncelikle kağıt israfını ve kullanımını azaltmalıdır. Kurum içinde ve dışında kullanılan kağıt dökümanlar, belgeler, evraklar hem doğaya hem ekonomiye büyük yük oluşturmaktadır. Dijital uygulamaların kurumlar tarafından kullanılmaya başlanması dokümantasyon süreçlerini yenilemiştir. Özellikle son dönemlerde yaşanılan deprem, sel gibi afetlerin fiziki belgelere zarar vermesi güvenli saklamanın önündeki engelleri ortaya çıkarmıştır.
İşletmenizde dokümantasyon süreçlerini yenilemeniz ve dijital ortamlara taşımanız hem maliyetleri azaltmak hem sürdürülebilir anlayışı benimsemek için önemlidir. Özellikle insan kaynakları, muhasebe ve satın alma departmanlarında yoğun olan evrak yönetimi son dönemde yaşanılan teknolojik gelişmelerle daha kolay hale getirilebilir. Bulut sistemlere aktarılan dijital dokümantasyon süreçleri zaman ve mekan kısıtlaması olmadan önemli belgelere ulaşmanızı sağlar. Üstelik çevresel etkenlere karşı daha güvenli bir saklama sistemi sunar.
Çevre dostu şirketler, dijitalleşme sürecini hızlandırarak sürdürülebilir uygulamaları hayata geçirmeye başlamıştır. Şirketinizin tüm departmanlarında dijitalleşme sürecini uygulayarak ortak bir veri tabanı oluşturabilirsiniz. Tüm paydaşların sürekli iletişimde kalmasını sağlayan dijital sistemler doğal kaynakların verimli kullanılması için de önem taşır.
Yenilenen dokümantasyon süreçlerinde ve dijitalleşme uygulamalarında bazı önemli noktalara dikkat etmeniz gerekir.
İşletmenin kaynakları analiz edilmeli, gerekli değişiklikler için maliyet hesaplaması yapılmalıdır. Dijitalleşme sürecinde ilk etapta maliyet yüksek görünse bile uzun dönem yatırım getiri daha iyi sonuç verir.
Çalışanların dijitalleşme sürecine destek olması ve katılmaya istekli olması başarı şansını yükseltir. İnsan kaynakları uzmanları ve iç iletişim profesyonelleri çalışanları dijitalleşme konusunda motive etmelidir.
Çalışanların teknolojiye ve dijital arşive yaklaşımı önyargılı olabilir. Şeffaflık ve gizlilik ilkesi hakkında personelin bilinçlendirilmesi, gerekli bilgi ve beceri eğitimlerinin sunulması dijitalleşme sürecini kolaylaştırır.
Yenilenen dokümantasyon yönetiminde belgelerin ve verilerin sisteme uygun girilmesi önem taşır. Veri güvenliği için girdilerin doğru olması, belli aralıklarla güncellenmesi, gerektiğinde yedeklenmesi ve erişim izinlerinin sürekli kontrol edilmesi kritik öneme sahiptir.
Şirketlerin kaynaklarına düzenlenen siber saldırılara karşı hazırlıklı olmak, gereken güvenlik önlemlerinin alınmasını sağlamak gerekir. Önemli belgelerin ve kıymetli evrakların kötü amaçlı kişilerin eline geçmesini önlemek için dijital arşivin iyi bir güvenlik uygulaması olmalıdır.
Kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak, bazı zorluklarla karşılaşmayı gerektirebilir. İşletmeler, aşağıdaki zorlukları dikkate alarak çözümler üretebilir:
Sürdürülebilirlik uygulamaları, başlangıçta yüksek maliyetler gerektirebilir. Ancak, uzun vadede bu yatırımların geri dönüşü olumlu olabilir. İşletmeler, maliyet-etkin çözümler arayarak ve teşviklerden yararlanarak sürdürülebilirlik uygulamalarını hayata geçirebilir.
Sürdürülebilirlik, kültürel ve organizasyonel değişim gerektiren bir süreçtir. İşletmeler, çalışanların farkındalığını artırmak, eğitimler sağlamak ve liderlik rolünü üstlenmek gibi adımlarla bu değişimi kolaylaştırabilir.
İşletmeler, sürdürülebilirlik hedeflerini tedarik zinciri boyunca yaygınlaştırmak zorundadır. Bu, tedarikçilerle yakın işbirliği yapmayı, sürdürülebilirlik kriterlerini belirlemeyi ve tedarik zincirinde izleme ve değerlendirme mekanizmaları oluşturmayı gerektirir.
Bazı işletmeler ve tüketiciler sürdürülebilirlik konusunda yeterince farkındalığa sahip olmayabilir. İşletmeler, bu konuda iletişim stratejileri geliştirerek, eğitimler düzenleyerek ve örnek uygulamalarla farkındalığı artırabilirler.
Sürdürülebilirlik uygulamaları, bazı yasal ve düzenleyici engellerle karşılaşabilir. İşletmeler, bu engelleri aşmak için mevzuatı takip etmeli, politika ve düzenlemeleri desteklemeli ve etkili bir lobicilik faaliyeti yürütmelidir.
Sürdürülebilirlik trendleri sürekli olarak değişebilir ve gelişebilir. İşletmeler, güncel trendleri takip etmeli, sektördeki yenilikleri izlemeli ve esneklik göstererek uygulamalarını güncel tutmalıdır
Kurumsal sürdürülebilirlik, sadece işletmelerin kâr elde etme amacını aşar ve toplumsal etki yaratmayı hedefler. İşletmeler, sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyerek toplumun genel refahına katkıda bulunur ve sosyal sorumluluklarını yerine getirir. Bu şekilde, işletmelerin topluma olan bağlılığı artar ve sürdürülebilirlik daha geniş bir perspektifte ele alınır.
Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0 kavramları teknolojiyi hayatın her alanına dahil etmiştir. Kurumlar teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, dijital uygulamaları iş yapış süreçlerinde kullanarak dijital dönüşüm sürecini başarıyla atlatabilir. Yapay zekanın hızlı gelişimi, nesnelerin interneti, makine öğrenimi gibi kavramlar şirketlerin tüm paydaşlarını farklı şekillerde etkiler.
Bu etkiyi olumlu hale getirmek, rekabet avantajını kaybetmemek, doğanın korunmasına ve kaynakların verimli kullanılmasına destek olmak için kurumların bir an önce sürdürülebilir politikaları hayata geçirmesi gerekir.
Sürdürülebilirlik, işletmelerin geleceğe yönelik bir bakış açısıyla inovasyona odaklanmasını gerektirir. İşletmeler, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için yenilikçi çözümler üretmeli ve sürekli olarak gelişime açık olmalıdır.
Küçük adımların büyük farklar yarattığı sürdürülebilirlik kavramında işletmelerin sorumluluk alması önemlidir. Kağıt kullanımını mümkün olduğu en aza indirmek, su israfını önlemek, üretim teknolojilerini güncellemek, geri dönüştürülmüş hammaddeleri tercih etmek, eğitim ve iş süreçlerinde bilinçlendirme politikaları uygulamak her işletmenin yapması gerekenler arasında bulunur.
Şirketinizin sürdürülebilir ajandasını verimli hale getirmek için dijital uygulamalardan destek alabilirsiniz. Kurum içinde yeşil politikalar uygulamak için dijitalleşmeyi hızlandırmanız gerekir. Bulut sistemler üzerinde yer alan uygulamaları kullanmak maliyet kısıtlaması sağladığı için hızlı aksiyon almanızı sağlar.
Dokümantasyon süreçlerinde çevresel etkilere karşı daha güvenli bir saklama alanı sunan dijital platformları tercih ederek kağıt kullanımını azaltabilirsiniz. Sürdürülebilirlik ajandanızı hayata geçirmek için ilk adım olarak şirketinizi analiz etmeli, çalışanlarınızı bilinçlendirmeli ve doğal kaynakları tasarruflu kullanmalısınız. Teknoloji uygulamalarını iş süreçlerinize dahil etmek için uzman desteği almanız önem taşır.
Dijitalleşme sancılı bir dönüşüm olabilir. Bu zorlu süreci başarılı şekilde atlatmak için tüm paydaşlarınızın birlikte hareket etmesi, gerekli eğitimlerin uygulanması, uzmanların görüşlerinden faydalanılması gerekir. Sürdürülebilirlik politikasını şirket kültürüne dahil etmek ve geleceğin güçlü markaları arasında yer almak için dokümantasyon süreçlerinizi yenileyerek işe başlayabilirsiniz.
Kurumsal sürdürülebilik, işletmelerin ekonomik, çevresel ve sosyal etkilerini dengeleyerek toplum ve çevre üzerinde olumlu bir etki yaratmayı hedefler. İşletmeler, sürdürülebilik ilkelerini benimseyerek gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakma sorumluluğunu taşırlar. Bu bağlamda, çevresel etki azaltma, toplumsal kalkınma, çalışan refahı ve tedarik zinciri etiği gibi alanlarda faaliyet göstererek toplumsal etki yaratırlar.
Kurumsal sürdürülebilik, işletmelerin rekabet avantajını artırır, marka değerini yükseltir ve paydaş ilişkilerini güçlendirir. Ayrıca, işletmelerin toplumsal sorumluluklarını yerine getirmesi, iş gücü çekiciliğini artırır ve yatırımcıların sürdürülebilirlik performansına olan ilgisini çeker.
Doxagon Doküman Yönetim Sistemi
BIS Çözüm ve REISSWOLF Türkiye
ortak girişimidir.
0850 242 06 75
info@doxagon.com
BIS Çözüm & REISWOLF Türkiye Ortak Girişimidir.
Doxagon © 2023 | Tüm Hakları Saklıdır
Doxagon'u 15 günlük ücretsiz deneme ile keşfedin! Belgelerinizi yükleyin ve kolayca yönetin!